KARACA YOLU

Bizans'ta haritacılık ve şehir planlaması oldukça gelişmiş durumdaymış. Günümüzdeki sokak, cadde, bulvar gibi kavramlar daha o zamanki düşük yüzölçümüne ve az nüfusa rağmen Bizans sistemlerinde kullanılırmış. Sokak ise Türkçe'de yol olarak ifade edilen bir kelimeymiş. O yollardan yani sokaklardan birisinin ismi de 'Karaca'ymış.

Türkiye'nin birçok yerinde olduğu gibi Ankara'da da kullanılan 'Karaca' ismine rastlayınca merak ettik ve araştırdık. "Nereden geliyormuş bu kelime?" dedik. Ve öğrendik ki çok baskın bir menfi mahluktan geliyormuş. O menfi mahluğun içi öylesine karaymış ki dışına da taşıyormuş. Sadece taşmak mı? Tamamen kaplıyormuş. Esmerlik, koyuluk veya siyahlık değil. Şeytani bir yapının kelimelerle tarifi çok zor olan ibretlik karalığı...

İşte o ucube yaratığın bir zamanlar yaşadığı yer bile onun içinden taşıp dışını kaplayan karalıktan nasibini almış. Büyükçe bir yolmuş Karaca Yolu. O yüzden her tarafı karaya bürünmemiş ama yine de çok etkilenmiş. Her tarafında kara lekeler çıkmaya başlamış ve bir tane habis ur, bütün bir yolu etkilemiş.

İsmi de Karaca Yolu kalmış. Yani bugünkü Türkiye Türkçesi ile Karaca Sokağı...

Not: Yazıda, takriben bin sene önceki gerçek olayların günümüzdeki hayali versiyonları anlatılmaktadır ve 'kara' kelimesi ile ifade edilen, herhangi bir ten rengi veya insanın elinde olmayan bir özellik değil, iyiye karşı kötüyü tercih etmenin neticesi olan mecazi bir kavramdır.